714089.jpgMaliye Bakanı Mehmet Şimşek, Van'ın Çatak İlçe Emniyet Amirliği'nde görevli iken bölücü terör örgütü mensuplarınca kaçırılan polis memuru Nadir Özgen'in maaşının ödenmediğine yönelik iddiaların gerçeği yansıtmadığını bildirdi.

Dün bir gazetede yer alan 'Altı aydır PKK'nın elinde olan polis memuru Nadir Özgen'in maaşının devlet tarafından bloke edildiği' yönündeki habere ilişkin A.A'nın sorusunu yanıtlayan Maliye Bakanı Şimşek, ''Maaş polis memurunun banka hesabına ödeniyor. Ama terör örgütünün parayı çekebilmesi ihtimaline karşı tedbiren banka tarafından bloke ediliyor'' dedi.

Bazı medya organlarında bu durumun çarpıtıldığını kaydeden Bakan Şimşek, polisin ailesine devletin gerekli yardımı yapacağını da sözlerine ekledi.

727284.20120314101926.jpg


Öte yandan, dün basında yer alan Van Emniyet Müdürlüğünün yazılı açıklamasında da polis memuru Özgen'in 9 Eylül 2012 günü saat 23.00 sıralarında istirahatli olduğu bir zamanda bölücü terör örgütü mensuplarınca kaçırıldığı belirtilerek, polis memurunun maaşının düzenli olarak Çatak İlçe Emniyet Amirliği tarafından banka hesabına yatırıldığı kaydedilmişti.


Kaynak : http://www.haber3.com/o-polisin-maasi-odendi-1239519h.htm
Subay ve astsubaylar dikkat !Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz'dan subay ve astsubaylara önemli haber... 15 yıllık mecburi hizmet süresi 10 yıla indiriliyor. TSK'dan 10 yılı doldurmadan ayrılanların da ödeyeceği tazminat azalacak..

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, subay ve astsubayların 15 yıllık mecburi hizmet süresinin 10 yıla indirileceğini açıkladı. Yılmaz konuya ilişkin önceki gün Bakanlar Kurulu'nda sunum yaptı.

Dün AK Parti grubu öncesinde TBMM'de bir grup gazetecinin sorularını yanıtlayan Yılmaz, TSK'da şu an subay ve astsubayların 15 yılı doldurmadan istifa etmeleri halinde görev yapacakları yıl kadar tazminat ödediklerini anımsattı.

Yılmaz, bu sürenin 10 yıla çekileceğini belirterek şöyle dedi: Şu anda TSK'de mecburi hizmeti tamamlamadan istifa edemezsiniz. Aksi takdirde 15 yıllık tazminat parası ödemek zorunda kalırsınız. Şimdi mecburi hizmet süresi 15 yıldan 10 yıla indiriliyor. Düzenlemeden herkes faydalanacak' dedi.Değişikliğin geriye dönük işleyip işlemeyeceği konusunda teknik bir çalışma da yapıldığı öğrenildi. Bu değişiklikle örneğin 8. yılında görevden ayrılan subay 2 yılı kaldığı için 2 yıllık tazminat ödeyecek.

Yılmaz, Harp Okulları başta olmak üzere TSK bünyesindeki okullarda öğretim üyesi ihtiyacını kapatabilmek için sözleşmeli öğretim üyelerinin muvazzaf subaylığa geçişinin kolaylaştırılacağını da söyledi. Yılmaz, ek, 'Mevcut uygulamada bu durumdaki öğretim üyelerinin muvazzaf subaylığa geçişi için 7 yıllık bekleme süresi var. Bu 7 yıllık bekleme süresini kaldırıyoruz. Yani öğretim üyesi ihtiyacını kolaylaştırmak için. Belli bir ihtiyaç var, bu giderilmiş olacak' diye konuştu.

UÇAK GEMİSİ PLANDA YOK

Bakan Yılmaz, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Murat Bilgel'in, ABD Deniz Kuvvetleri Akademisi'nin yayın organı Proceedings Dergisi'ne verdiği röportajda 10 yıllık planlarında uçak gemisi alımı olduğunu açıklaması üzerine 'Bizim acil uçak gemisi ihtiyacımız yok. Planda da yok' diyerek şaşırttı.

O KOMUTAN NEDEN EMEKLİ

Yılmaz, Heron'ların topladığı istihbaratı değerlendiren birimin başında yer alan Genelkurmay Komuta Kontrol Daire Başkanı Tuğgeneral Salim Cüneyt Kavuncu'nun emekliye ayrılmasında Uludere olayının etkisinin olmadığını belirterek, 'Olay öncesi emeklilik başvurusu yapmıştı' dedi.



Kaynak : http://www.haber3.com/subaylara-erken-terhis--1239381h.htm#ixzz1p5csxWhF
Sütlüce bombacısı "Onda bunda şundadır, şunda bunda ondadır, çevik kuvvet nerdeyse bombacılar ordadır" SMS'i yolladı.

Bombacıdan ilginç mesaj340 kameradaki 900 saatlik görüntüyü inceleyen polis, ardından 8 ilçeye baskınlar düzenledi.

Kâğıthane Sütlüce’de 1 Mart günü Çevik Kuvvet polis otobüsüne yönelik yapılan bombalı saldırıyı gerçekleştirlen 3’ü bombacı 8 kişi yakalandı. Saldırıda 15 polis memuru ile 1 vatandaş yaralanmıştı.

340 kamera incelendi

İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, patlamanın bir motosiklet üzerinden yapıldığının belirlenmesinin ardından, güzergâhdâki 340 kamera görüntüsüne el koydu. Görüntüler 60 kişilik özel bir ekip tarafından 900 saatte izlendi. Sonunda patlamayı gerçekleştiren 3 bombacı belirlendi. Bombacıların 28 Şubat’ta Kâğıthane’deki evden keşif için çıkışlarından 1 Mart’ta bombalı eylemi yaptıkları ana kadar çok sayıda görüntüsü ele geçirildi. Görüntülerde gözcünün işareti ve bombacının butona basışı da yer aldı.

Bombacıların deşifre edilmesinin ardından Kâğıthane ve 7 ayrı ilçede 15 ayrı noktaya eşzamanlı olarak operasyonlar düzenlendi. 200 polisin katıldığı operasyonlarda 3’ü bombacı 8 kişi yakalanarak gözaltına alındı.

Kandil’de eğitilmiş

Bombacıların evlerinde, 890 gram TNT, bomba yapım malzemeleri, 2 adet Rus yapımı el bombası, 2 adet susturuculu tabanca ve 1 adet peruk ele geçirildi. Ele geçirilen malzemelerle bombacıların bir suikast hazırlığında oldukları ileri sürüldü.

Soruşturmada, gözaltına alınan bombacının Kuzey Irak ve Suriye’ye 7 defa giriş çıkış yaptığı, Kandil’de bomba eğitimi aldıktan sonra İstanbul’a geldiği ve uzun süredir de İstanbul’da yaşadığı tespit edildi. PKK’nın Öz Savunma Birlikleri üyesi bombacıya patlamadan sonra bir arkadaşının, “Onda bunda şundadır, şunda bunda ondadır. Çevik Kuvvet nerdeyse bizim Kürtler ordadır” diye mesaj yolladığı, bombacının da hayır öyle değil diyerek, “Onda bunda şundadır, şunda bunda ondadır, Çevik Kuvvet nerdeyse bizim bombacılar ordadır” şeklinde mesaj attığı belirlendi.

Mavi Boncuk şarkısı

Şu dünyada sevgi büyük ihtiyaç
Herkes sevmeye sevilmeye muhtaç

Herkesle dost ol; herkesle arkadaş
Ömrümüz geçiyor bak yavaş yavaş

Onda bunda şundadır
Şunda bunda ondadir
Mavi boncuk kimdeyse
Benim gönlüm ondadır
Açıklamada, iki kurum arasında istihbarat kavgası yaşandığına dair iddiaların gerçek dışı olduğu bildirildi.

MİT ve Emniyet'ten ortak açıklamaMİT ve Emniyet Genel Müdürlüğünden yapılan ortak açıklamada, ''iki kurum arasında ileri düzeydeki işbirliğinin vazgeçilmez unsuru olan kurumlar arası bilgi paylaşımının, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kararlılıkla devam edeceği'' bildirildi.
MİT ve Emniyet Genel Müdürlüğü'nden yapılan ortak yazılı açıklamada, bugün bir gazetede ''MİT'le polisin savaşı böyle başladı'' başlıklı haberde yer alan, ''MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile Emniyet Genel Müdürü Mehmet Kılıçlar arasında istihbarat kavgası yaşandığına'' ilişkin iddiaların gerçek dışı olduğu belirtildi.
Açıklamada, ''Özellikle terörle mücadelede önemli görevleri birlikte yürüten bu iki kurumla ilgili verilen haberlerde kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi ilkesine ve kurumların yıpratılmamasına özen gösterilmelidir. İki kurum arasında ileri düzeydeki işbirliğinin vazgeçilmez unsuru olan kurumlar arası bilgi paylaşımının, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kararlılıkla devam edeceği bilinmelidir'' denildi.
Sarı-lacivertliler, Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'ndaki lig karşılaşmalarında Galatasaray'a 11, Beşiktaş'a ise 7 maçtır mağlup olmadı.


Kadıköy'de derbi hakimiyetiSüper Lig'de play-off'lar öncesi sezonun son derbisinde 17 Mart Cumartesi günü lider Galatasaray'ı ağırlayacak Fenerbahçe, ezeli rakiplerine karşı son yıllarda Kadıköy'deki lig maçlarında yenilgiyi adeta unuttu.
Sarı-lacivertliler, Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'ndaki lig karşılaşmalarında Galatasaray'a 11, Beşiktaş'a ise 7 maçtır mağlup olmadı.
''Sarı Kanaryalar'', büyük taraftar desteği altında oynadığı Kadıköy'deki lig derbilerinde Galatasaray'ı son 11 maçtan 10'un da yenip, 1'inde berabere kalırken, Beşiktaş ile yaptığı son 7 maçtan 4'ünü kazandı, 3'ünde berabere kaldı ve ezeli rakiplerine kendi evinde sevinme fırsatı tanımadı.
Fenerbahçe, Kadıköy'deki lig maçlarında Galatasaray'a son yenilgisini 22 Aralık 1999, Beşiktaş'a ise 17 Nisan 2005 tarihinde aldı.
Emniyet Genel Müdürlüğü, 81 il emniyet müdürlüklerine gönderdiği yazıyla Facebook ile birlikte bilgisayarda oyun oynanmasını yasakladı.

Dün itibarıyla Bilgi İşlem Daire Başkanlığı tarafından Pol-Net veri tabanından Facebook'a giriş engellendi.

'FACEBOOK VE OYUNLARLA VAKİT GEÇİRİLİYOR'

Facebook bugün itibariyle yasak!Emniyet Genel Müdürü Mehmet Kılıçlar imzasıyla tüm il emniyet müdürlerine gönderilen yazıda, araştırmalar sonucunda personelin sosyal paylaşım siteleri ve internet üzerinden oynanan oyunlarla çok vakit geçirdiğinin belirlendiği açıklandı. Aynı yazıda personelin daha verimli çalışması için bu sitelere mesai saatleri içinde girişin yasaklandığı belirtildi. Geçtiğimiz hafta gönderilen yazıdan sonra dün itibarıyla Bilgi İşlem Daire Başkanlığı tarafından Pol-Net veri tabanından Facebook'a giriş engellendi.

UYMAYANLAR CEZALANDIRILACAK

Mesai saatleri içinde kendi özel bilgisayarlarından da sosyal paylaşım sitelerine girmek ve oyun oynamanın da yasak olduğu belirtilen yazıda, yasağa uymayan polis memurları ile kısım amirleri hakkında işlem yapılacağı belirtildi.

İZMİR'DE HEMEN UYGULANMAYA BAŞLANDI

Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından gönderilen yazı İzmir'de tüm şube ve ilçe emniyet müdürlüklerine dağıtıldı. İzmir Emniyet Müdürü Ali Bilkay'ın, genel müdürlük tarafından gönderilen yazıya tüm personelin uymasını istediği öğrenildi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Suriye'nin Lübnan ve Türkiye sınırları yakınında çatışmalardan kaçanların kullanabileceği güzergahlara Rus yapımı mayın döşediğini bildirdi.

Suriye, sınırlara mayın döşüyorNew York merkezli kuruluş, görgü tanıkları ve muhalif gruplara dayanarak hazırladığı raporunda, sözkonusu mayınların son birkaç haftada sınır bölgelerine yerleştirdiğini ve şimdiden bazı sivillerin hayatını kaybetmesine neden olduğunu duyurdu. Kuruluşun yetkililerinden Steve Rose, ''Hiç bir ülkenin, hiç bir amaçla, ayrım gözetmeden öldüren bu silahları kullanma gerekçesi olamaz'' dedi.

Suriye, kara mayınlarının kullanımı, üretimi ve ticaretini yasaklayan 1997 tarihli anlaşmayı imzalayan 159 ülke arasında yer almıyor. Suriye'nin elindeki mayın stokunun miktarına dair kesin bilgi bulunmazken, bunların çoğunun Rus yapımı olduğu tahmin ediliyor.

Bu arada BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), geçen yıl başlayan çatışmalar nedeniyle şu ana kadar en az 30 bin kişinin Suriye'yi terk ettiğini, yüzbinlerce insanın da Suriye içinde evlerinden ayrılmak zorunda kaldığını bildirdi.
Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde sokak ortasında bıçakla kovalanan bir kadın, benzin istasyonunda araçlarına yakıt dolduran polislere sığındı. Kameralara yansıyan dehşet anları:

Bıçaklı saldırgandan kurtuluş anıZonguldak'ın Ereğli ilçesinde sokak ortasında bıçakla kovalanan bir kadın, benzin istasyonunda araçlarına yakıt dolduran polislere sığındı. Güvenlik kameralarına yansıyan dehşet anlarında, polis bıçaklı saldırganı biber gazı kullanarak etkisiz hale getiriyor.

Genç kadın, bıçaklı saldırganın elinden polise sığındı Daha fazla video galeri için TIKLAYIN Olay dün ilçenin Yeşiltepe Mahallesinde meydana geldi. İddiaya göre, Ş.Y. (38) sabah işe gittiği sırada, 11 yıldır birlikte yaşadığı eski sevgilisi Ş.Ö. (45) ile karşılaştı. Burada bir süre birlikte yürüyen iki kişi, daha sonra tartışmaya başladı. Tartışmada, Ş.Ö., bıçakla Ş.Y.'yi boğazından yaraladı. Bıçaklı saldırganın elinden kaçan genç kadın, benzin istasyonunda araçlarına akaryakıt dolduran polislere sığındı. Güvenlik kamerasına yansıyan görüntülerde, hızla koşan kadının arkasından gelen bir adam görülüyor. Görüntülerde, kadının kendilerine doğru koştuğunu gören polisler, araçlarından inerek olaya müdahale ediyor.
Olaydan sonra ambulansla Ereğli Devlet Hastanesine kaldırılan Ş.Y.'nin boğazına 5 dikiş atıldığı öğrenildi.

Edinilen bilgiye göre, işsiz ve uzun süredir psikolojik tedavi gören Ş.Ö,'nin, bıçakla yaraladığı Ş.Y.'den bir kızı olduğu öğrenildi. Kasten yaralama, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmak suçlarından adliyeye sevk edilen Ş.Ö., tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.


Gelir Vergisi beyannameleri için geri sayım başladı.

Ceza yememek için son 6 günGerçek şahıslar, 26 Mart akşamına kadar Gelir Vergisi beyannameleri verecek. Bu konuda hata yapmamak ve geliri eksiksiz beyan etmek önemli olacak.

Bugün gazetesi yazarı İsmail Kökbulut gelir vergisi beyannamesi doldururken dikkat edilmesi gereken noktaları yazdı.

Mart ayı vergi beyannameleri için önemli bir ay. Birçok kişiyi ilgilendiriyor. Gerçek şahıslar, 2011 yılı gelirlerini 25 Mart akşamına (tatil olması nedeniyle 26 Mart) kadar vergi dairelerine beyan edecekler. Geçen yıl toplam 1.7 milyon 700 bin kişi Gelir Vergisi beyannamesi verdi.

Yılda bir kez veriliyor

Yılda bir kez gelir vergisi beyanında bulunulması nedeniyle bir takımhususların hatırlanması güç olabilir. Bu nedenle ileride cezalı duruma düşmemek için dikkatli olunması gerekir. Birtakım giderlerin, bağışların, eğitim ve sağlık giderlerinin ödenecek vergiye etkisi olduğu unutulmamalı. Bu yazı dizimizde kısaca gelir vergisi beyannamesine ilişkin bir takım hususları okuyucularımıza hatırlatmak istedik.

7 gelir türü beyan ediliyor

Gelir Vergisi’nin konusuna giren, vergiye tabi gelirler 7 unsurdan oluşur:

*Ticari kazançlar

*Zirai kazançlar

*Ücretler

*Serbest meslek kazançları

*Gayrimenkul sermaye iratları

*Menkul sermaye iratları

*Diğer kazanç ve iratlar.

Gerçek usule dikkat

Ticari, zirai ya da mesleki kazancından dolayı gerçek usulde Gelir Vergisi mükellefi olanlar, yapmış oldukları bu faaliyetler nedeniyle, gelir elde etsinler veya etmesinler Gelir Vergisi beyannamesi vermek zorundalar. Gayrimenkul sermaye iradı, menkul sermaye iradı, ücret ve diğer kazanç ve iradlarda ise elde edilen gelirin belli sınırı aşması durumunda, gelir vergisi beyannamesi verilmesi gerekir. Belirlenen istisna tutarlarının altında gelir elde edenlerin beyanname verme zorunluluğu yok.

İnternet kolaylığı var

Beyannameler, internet vergi dairesinden e-beyanname aracılığı ile verilebilir.

Faiz gelirini beyan etmek gerekmez

Mevduat faizleri, repo gelirleri, borsa da hisse senedi alım-satım kazançları, tek işverenden alınan ücret gelirleri, bono ve tahvil gelirleri, 23 bin lirayı aşmayan işyeri kira gelirleri, 46 bin lirayı aşmayan kâr payları ve istisna tutulan tutarların altında kalan gelirler için beyanname verilmesine gerek yok.

Kredi kartıyla ödeme imkanı şimdilik yok

Vergiler mart ve temmuz aylarında 2 eşit taksitte ödenebiliyor. İstenirse verginin tamamı tek seferde de ödenebilir. Hesaplanan vergi, mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine ödenebileceği gibi, vergi tahsiline yetkili banka şubelerine de ödenebilir. Yıllık Gelir Vergisi’ni şu an için kredi kartı ile ödemek mümkün değil.

Eğitim ve sağlık indirim nedeni

Beyanname ile bildirilen gelirden indirilebilecek özel harcamalar da var. Beyanname ile bildirilen gelirden, eğitim ve sağlık harcamaları ile bazı bağış ve yardımlar, sigorta primleri gibi ödemeler indirim konusu yapılabiliyor

Eş ve çocukta kolaylık

Eş ve çocuk için yapılan sağlık harcamaları, belli oranda gider olarak kabul edilir. Beyan edilen gelirin yüzde 10’unu aşmamak ve belgelendirmek kaydıyla sağlık harcamaları gelirden indirilebilir.Mesela eşiniz adına özel bir hastaneye ödediğiniz sağlık harcama tutarını bu kapsamda indirim konusu yapabilirsiniz.

Bağışlanan okulu indirin

Okul, sağlık tesisi, öğrenci yurdu, çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi, bakımve rehabilitasyon merkezleri inşaası yada faaliyetlerinin devamı için yapılan bağış ve yardımların tamamı beyana tabi gelirden indirilebilir. İndirime tabi diğer bağış ve yardımlar da şöyle:

*Fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve yakacaklar,

*Amatör spor dalları için tamamı, profesyonel spor dalları için yarısı

*Vakıf üniversiteleri de dahil olmak üzere yüksek öğretim kurumlarına yapılan bağış ve yardımlar

İlköğretime nakdi bağış

*Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu’na yapılan bağış ve yardımlar,

*Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna yapılan ayni ve nakdi bağışlar lİlköğretim kurumlarına yapılan nakdi bağışların tamamı indirilebilir.

Her tür bireysel emeklilik ödemesi için kolaylık var

Şahsın kendisi, eş ve çocuklar için ödenen bireysel emeklilik katkı payları hem ücret gelirinden hem beyanname ile bildirilen gelirden indirim konusu yapılabilir. Fakat ücret veya beyan edilen gelirin yüzde 10’u ile sınırlı. Örnek: Hüseyin Bey 90 bin lira ticari kazanç beyan etti. Çocuğu için açtığı bireysel emeklilik hesabına yıllık 10 bin lira katkı payı ödedi. Bu durumda katkı payının 9 bin lirasını indirim konusu yapıp vergisi 81 bin lira gelir üzerinden vergi hesaplanacak.

Dershane ve özel okul gideri için %10 sınırı

Çocukların özel okul ve dershane ücretleri de indirime konu yapılabiliyor. Ancak beyan edilen gelirin yüzde 10’unu aşmamak ve belgelendirmek kaydıyla (okul ve dershane mükellef olmalı) gelirden indirilebilir. Örnek: Doktor Ayşe Hanım 2011 yılında serbest meslek kazancı faaliyeti sonucu 100 bin lira vergiye tabi kazanç elde etmiş, aynı yıl çocuklarının özel okul ücreti olarak 36 bin lira eğitim giderine katlanmıştır. Serbest meslek kazancı elde edenler, beyan edilen gelirin yüzde 10’unu aşmamak koşuluyla eğitim harcamalarını beyanname üzerinden Gelir Vergisi matrahında düşebilmektedir. Buna göre 100 bin liranın yüzde 10’u 10 bin lira olduğundan, eğitim harcamasının 10 bin lirası beyanname üzerinden matrahtan düşülebilecektir.

Van’a bağışlananlar şartlı indirime bağlı

Van depremi için yapılan yardımların indirilmesi, bağış yapılan kurumlara bağlı. Yardımların Başbakanlık aracılığıyla yapılması halinde tamamının indirim konusu yapılması mümkün. Türkiye Kızılay Derneği’ne de makbuz karşılığı yapılan nakdi bağış ve yardımların tamamı Gelir Vergisi beyannamesinde bildirilen gelirden indirilebilir.


BUGÜN
Kütahya'da korkutan gerginlikKütahya'nın Emet ilçesinde bir okul inşaatında çalışan işçilerin terör örgütünün sözde bayrağını açtığı iddiası üzerine toplanan çok sayıda vatandaş, şantiyeyi bastı.

Edinilen bilgiye göre, ilçe merkezindeki bir okul inşaatında çalışan işçilerin terör örgütü PKK'nın sözde bayrağını açtığı iddiası üzerine toplanan yaklaşık 250 kişi, işçilerin kaldığı şantiyeyi bastı. Öfkeli kalabalık şantiyedeki çadırları ateşe verdi. Şantiyede arbedede yaşanırken, olay yerine çok sayıda polis ve jandarma ekibi sevk edildi.

Güvenlik güçleri gerginliğe müdahale ederken, öfkeli kalabalığın şantiye etrafındaki bekleyişi sürüyor.
20 yıl yanlış yönde namaz kılmışlarÇanakkale'de bulunan 57. Alay Şehitliği'ndeki namazgâhta, kıbleyi gösteren mihrap yanlış konulduğu için ziyaretçilerin 20 yıl boyunca yanlış yöne doğru namaz kıldığı ortaya çıktı. Şehitlikte yapılan onarım çalışmasıyla ortaya çıkan yanlışlık düzeltildi. Mihrap 45 derecelik açıyla doğru yere konuldu. Çanakkale Deniz Zaferi'nin kazanılmasında, 57. Alay'ın rolü çok büyük. Zira 97 yıl önce savaş sırasında alayın tamamı şehit oldu. Bu yüzden Gelibolu Yarımadası'nı ziyaret edenler, Kanlısırt'taki şehitliğe uğramadan geçmiyor. Ziyaretçilerin ibadetlerini yerine getirmesi için şehitliğin yanında üstü açık bir namazgâh bulunuyor. Kıble yönünü gösteren mihrap yanlış yere konulduğu için ziyaretçiler de yıllardır bu şekilde namaz kılıyordu. Mihrabın 45 derecelik hatayla yanlış yöne yerleştirildiği, bölgede rehberlik yapanlar tarafından fark edildi. Bir özle şirket "Tarihe Saygı' projesi çerçevesinde şehitliğin onarılması sırasında mihrabın yeri de düzeltildi. Yıllardır bölgede rehberlik yapan Kerim Zengin, namazgâha ilk girdiğinde mihrabın yanlış yerde olduğundan şüphelendiğini belirterek, "Mihrabın yanlış yere konulduğunu, çoğu rehber biliyordu. Bilenler, rehberlik yaptığı ziyaretçileri uyarıyordu. Bilmeyenler de 20 yıl boyunca yanlış yere dönerek namaz kıldı" dedi.

Alayın tamamı şehit olmuştu

Çanakkale'yi denizden geçemeyen İtilaf devletlerinin 25 Nisan 1915 günü Gelibolu Yarımadası'na ve Kumkale'ye asker çıkarmasıyla kara savaşları başladı. 25-26 Nisan tarihlerinde Arıburnu'ndan karaya çıkıp Conkbayırı'nda ilerleyen düşman kuvvetleri, 19. Tümen Komutanı Kurmay Yarbay Mustafa Kemal'in, "Ben size taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler ve komutanlar geçebilir." emrini uygulayan Türk birliklerince durduruldu. Bu birliklerden biri, Yüzbaşı Hüseyin Avni Bey komutasındaki 57. Alay'dı. Alayın başta komutanları olmak üzere 628 kişilik mevcudunun tamamı şehit oldu.
İsrail vatandaşlarını uyardıBaşbakanlığın terörle mücadele ofisi, olası saldırı istihbaratı nedeniyle İsrailllileri, Türkiye'ye gitmemeleri konusunda uyardı.

Yapılan açıklamada, "Terör grupları Yahudi ve İsraillilere karşı Türkiye'de ilerleyen günlerde saldırı planları yapıyor" denildi, Türkiye'ye gitmeyi planlayan İsraillilerin dikkatli olması gerektiği söylendi.

İsrail aynı uyarıyı geçen ay da Tayland için yapmıştı. Uyarıdan hemen sonra Bangkok'ta düzenlenen bombalı saldırıda bir İsrailli yaralanmıştı.
Bu Köyde Ölmek Yasakİtalya'da küçük bir köyün muhtarı, köyün mezarlığı olmadığı için vatandaşlara ölmelerini yasakladı. İtalya'nın güneyinde Napoli'ye 50 kilometre uzaklıkta bulunan 3 bin 700 nüfuslu Falciano del Massico köyünde ölmek yaklaşık bir aydır yasak.

Köyün muhtarı Giulio Cesare Fava, köyde mezarlık olmadığı ve bir mezarlığa sahip kendilerine en yakın kasaba ile anlaşmazlık yaşadıkları için şaka yollu olarak köyde ölmeyi yasakladı. Fava, köylülerin de bu yasaktan memnun olduklarını açıkladı. Diğer kasaba ile ölülerin taşınması konusunda sorun yaşadıkları aktarıldı.
Ülkü Ocakları Önünde Ses Bombası PatladıPatlama sonucu binada maddi hasar oluştu.

Olay 21:00 sıralarında Çekmeköy Muhsin Yazıcıoğlu Caddesi 54 numarada Ülkü Ocakları binası önünde meydana geldi. Kimliği belirsiz kişilerce konulan bomba büyük bir gürültüyle patladı.

Patlama sonrası binada maddi hasar oluşurken, herhangi yaralanma ve can kaybı yaşanmadı. Çevredeki vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine gelen polis ekipleri emniyet şeridi çekerek inceleme yaptı.

Patlamayı haber alıp olay yerine gelen Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Çekmeköy İlçe Başkan Ethem Kurnaz, "Emniyet ekipleri çalışıyor, delil topluyor. Failleri en yakın zamanda yakalayacaklar inşallah. Bizi kışkırtmaya çalışıyorlar ama biz bu oyunlara gelmeyeceğiz. Genel başkanımızın da dediği gibi MHP gençliği sokaklara çıkmayacak." ifadelerini kullandı.

Olay yerinde delil toplayan polis ekipleri, çevredeki güvenlik kameralarını izledi. Ekipler, failleri yakalamak için geniş çaplı soruşturma başlattı.
MHP'den İstifa Eden Belediye Başkan AK Parti'ye KatıldıMHP'den istifa eden Kırıkhan Belediye Başkanı Murat Sakman ile 11 belediye meclis üyesi bugün AK Parti'ye katıldı.
MHP'den istifa eden Kırıkhan Belediye Başkanı Murat Sakman ile 11 belediye meclis üyesi AK Parti'ye katıldı.

AK Parti Kırıkhan İlçe Başkanı Ali Meto ile Ankara'ya giden Belediye Başkanı Murat Sakman, AK Parti genel merkez yöneticileriyle görüştüler. AK Parti'ye giriş için gerekli belgelerin tamamlanmasının ardından Belediye Başkanı Murat Sakman ile mejlis üyeleri Necati Doğan, Mustafa Perktaş, Taşdemir Şenli, İbrahim Keser, Adil Dalkızan, Hamit Gökçe, Vedat Ateş, İbrahim Savaşır, Cemal Özdil, Haci Ali Deveci ve Musa Tatar AK Parti'ye katıldı.
Avukatlar Dörtyol’da Bir Araya GeldilerDenge Hukuk ve Düşünce Derneği Yönetim Kurulu ve üyeleri Fourway Hotel'de akşam yemeğinde bir araya geldi.
Denge Hukuk ve Düşünce Derneği Yönetim Kurulu ve üyeleri Fourway Hotel'de akşam yemeğinde bir araya geldi. Toplantıya Dörtyol, İskenderun, Kırıkhan ve Antakya'da avukatlık yapan 60'a yakın avukat katıldı. Oldukça hoş ve nezih bir ortamda geçen programda leziz yemeklerin yanında sunulan canlı müzik katılımcıları eğlendirdi. Ev sahibi sıfatıyla bir konuşma yapan Fourway Hotel Yönetim Kurulu Başkanı Av.Mustafa Özbolat, Denge Hukuk ve Düşünce Derneği'nin varlığının özellikle Hatay için büyük bir eksikliği gidereceğini, çalışmalara bilfiil katılmayı arzuladığını ve böyle bir toplantıya ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyduğunu belirtti.

Denge Hukuk ve Düşünce Derneği Başkanı Av.Muhammet Çakır yapmış olduğu konuşmada "Dörtyol'da mesleğini icra eden avukat meslektaşlarımızın nazik daveti üzerine Derneğimizin aylık istişare toplantısını Dörtyol'da yapmaktan onur duyuyoruz. Bildiğiniz gibi her ay bir ilçemizde bu toplantılarımızı icra ediyoruz. Bu toplantılarımızda derneğimizin kurumsallaşması adına bir kısım adımlar atmak üzere kararlar alıyoruz ve bu kararlarımızı uygulamak için gayret ediyoruz.

Derneğimiz evleviyetle hukukçulara hitap eden bir dernektir. Derneğin merkezi Antakya'dır. Yönetim kurulu ve denetleme kurulu üyelerinin tamamı hukukçudur.

Derneğimizin amacı, yerelde ilimiz Hatay olmak üzere, ülkemizde, insan haklarına saygılı, demokratik, laik, sosyal hukuk devleti düzeninin gerçekleştirilmesi, korunması ve geliştirilmesi, yargı bağımsızlığının ve hukukun üstünlüğünün sağlanması için yasalar çerçevesinde gerekli her türlü çalışmayı yapmaktır.

Türk Hukuk Sisteminde de yasal ve idari altyapıları tamamlanmaya çalışılan, tahkim, uzlaştırma, kamu denetçiliği ve ombudsmanlık kurumlarının işlevselleşmesi ve içselleşmesi için çalışmalar yapmak, kamu kurumlarıyla eşgüdümlü olarak eğitim, seminer ve projeler yaparak sivil insiyatif kullanmak somut hedeflerimizdir.

Küresel manada ise insanın yaşadığı ve ulaşabildiği her mekan ve zamanda, çağın gereklerine ve evrensel kriterlere uygun, temel insan hak ve hürriyetlerine riayet eden, insana insanca muamelede bulunan kişi, kurum, yönetimlere destek vermeyi, yardımcı olmayı amaçlamaktayız.

Zira müşahede etmekteyiz ki insan hakları konusu, küreselleşmeyle birlikte gelişen ve gelişmekte olan diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de önemli kavramlardan biri haline gelmiş ve bu süreçte sivil toplum kuruluşları ve kamuoyu insan hakları alanında önemli mesafeler kat etmiştir.

Hak ve Hürriyet kavramının sosyal bilincimize yerleşmesi ve özellikle Avrupa Birliğine uyum sürecinin inkar edilemez etkisi ile kamu kurumları da insan hakları ihlallerinin önlenmesi konusunda kendilerini yenileme çabası içine girmiştir.


Özellikle insanımız için önemi nedeniyle Yeni Anayasa çalışmalarına katkı sağlamak için mevcut Sivil Yeni Anayasa Çalışma Komisyonumuz çalışmalar yürütmektedir. Çalışmalarımız neticelenince çalışmalarımızı hem kamuoyu ile paylaşacağız hem de TBMM Anayasa Komisyonuna sunacağız.

Amaç ve hedeflerimize ulaşmak için kamu kurumlarının tecrübelerinden faydalanmayı, aynı zamanda onların da bizim tecrübelerimizden ve çalışmalarımızdan yararlanmalarını ümit ediyoruz." dedi.


Hatay Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Av.Abdullah Arıcan ile hem Denge Hukuk ve Düşünce Derneği'nin hem de Hatay Barosu'nun yönetim kurulunda olan Av.Ali Nohut ve Av.Zekeriya Karaoğlu'nun da katıldığı toplantıda tüm katılımcılara söz hakkı verilerek avukatlık mesleğinin sorunları tartışıldı.
Dörtyol Belediye Spor Bayan Basketbol Takımı İlk Karşılaşmayı kendi evinde yapıyor Türkiye Bayan Basketbol 2. liği için Ankara Spor Salonunda gerçekleştirildi.
Bayan Basketbol liginde fikstür çekilişleri yapıldıDörtyol Belediye Spor Bayan Basketbol Takımı İlk Karşılaşmayı kendi evinde yapıyor
Türkiye Bayan Basketbol 2. liği için Ankara Spor Salonunda gerçekleştirildi.

Ankara Spor Salonunda gerçekleştirilen fikstür çekilişine Dörtyol Belediyespor yöneticisi Muhammet Tok katıldı.

Konuyla alakalı bilgi veren Muhammet Tok, A Grubunda mücadele edecek olan Dörtyol Belediye Spor Bayan Basketbol Takımının grubunda şu takımların olduğunu belirtti. Ankara Nallıhan Belediye Spor Bayan Basketbol Takımı, Balıkesir Güre Belediye Spor Bayan Basketbol Takımı, Balıkesir Zeytinli Belediye Spor Bayan Basketbol Takımı, Edirne Spor Bayan Basketbol Takımı, Eskişehir Anadolu Üniversitesi Bayan Basketbol Takımı, İzmir Başkale Spor Kulübü Bayan Basketbol Takımı, İzmir Büyük Şehir Belediye Spor Bayan Basketbol Takımı, Kocaeli Büyükşehir Belediye Bayan Basketbol Takımı, Malatya Konak Akademi Spor Bayan Basketbol Takımı, Mersin Üniversitesi Bayan Basketbol Takımı ve Samsun Canik Belediye Spor Bayan Basketbol Takımı ile mücadele edeceklerini söyledi.

Tok, ilk karşılaşmanın 15 Ekim 2011 tarihinde başlayacağını ve Dörtyol Belediye Spor Bayan Basketbol Takımı ilk maçını 15 Emim de Dörtyol 19 Aralık Kapalı Spor Salonunda Edirne Spor Bayan Basketbol Takımı ile karşılaşacaklarını söyledi.
Dörtyol Belediyespor Altyapı Çalışmalarına Hız VerdiDörtyol Belediyesporun tertiplediği çocuklara yönelik Altyapı Çalışmaları 19 Aralık Kapalı Spor Salonunda törenle başladı.
Dörtyol Belediyesporun tertiplediği çocuklara yönelik Altyapı Çalışmaları 19 Aralık Kapalı Spor Salonunda törenle başladı.
Açılışa Belediye Başkanı Fadıl Keskin, İlçe Spor Müdürü Ali Has, öğrenciler ve aileleri katıldılar.
Açılışta bir konuşma yapan Belediye Başkanı Fadıl Keskin, “Belediyespor olarak okulların kapanması dolayısı ile öğrencilerin boş zamanlarını iyi bir şekilde değerlendirmek için altyapı çalışmalarına başladıklarını belirtti.
Başkan Keskin, yapılacak sportif faaliyetlerde, Basketbol, Voleybol, Futbol, ve Güreş dallarında spor eğitimi verileceğini, devam edecek olan Spor eğitleriyle gençlerimizin ve çocuklarımızın hem spor dolu, hem de faydalı bir tatil dönemi geçirmesini hedeflediklerini belirtti. Çocukların sağlıklı yaşam alanında da başarılı olmalarını istediklerini vurgulayan Keskin, çocukların olumsuz davranışlardan, yanlış ve kötü alışkanlıklardan uzak tutmak, arkadaşlık, dostluk, kardeşlik duygularını pekiştirmek, sporu sevdirmek, sağlam karakterli, paylaşmayı bilen gençler olarak yetiştirilmesi amacıyla ilçemizde böyle bir kurs ve etkinlik düzenlediklerini belirtti. Dörtyol Belediyespor olarak, 7 ile15 yaş arasındaki çocuklarımıza tecrübeli Beden öğretmenleri ve antranörleri eşliğinde eğitim vereceğiz. Çocuklara sağlıklı ve zeki olmaları için bol bol spor yapmalarını tavsiye ediyor, başarılar diliyorum” dedi ve emeği geçenlere teşekkür etti.

Konuşmanın ardından altyapı çalışmalarına kayıt yaptıran çocuklara Dörtyol Belediye Başkanı Fadıl Keskin tarafından forma hediye edilirken palyaçolar tarafından balon verildi. Palyaço eşliğinde eğlenen öğrenciler Başkan Keskin’e çiçek takdim ederek göstermiş olduğu duyarlılıktan dolayı teşekkür ettiler.
Dörtyolspor, Beşiktaşlı Futbolculara Geçit VermediDörtyol Beşiktaşlılar Derneği'nin davetlisi olarak Dörtyol'a gelen Beşiktaşlı eski futbolcular, Dörtyolspor'la yaptıkları karşılaşmada 4 – 4 berabere kaldılar.
Dörtyol Beşiktaşlılar Derneği'nin davetlisi olarak Dörtyol'a gelen Beşiktaşlı eski futbolcular, Dörtyolspor'la yaptıkları karşılaşmada 4 – 4 berabere kaldılar.

Organizasyon, Beşiktaş'ın eski futbolcularından Metin, Yasin, Ali Eren, Rahim, Yusuf, Tunç, Oktay, Hakan ve Selman'ın katılımıyla gerçekleştirildi.

Dörtyol Beşiktaşlılar Derneği Başkanı Abdullah Karabulut, Beşiktaşlı eski futbolcuları Dörtyol'da ağırlamaktan büyük mutluluk duyduklarını ifade ederek, kendilerini kırmayarak buraya kadar geldikleri için tüm futbolculara teşekkür etti.

Dörtyol'da kendilerine gösterilen ilgiden çok memnun olduklarını ifade eden Beşiktaşlı eski futbolcular, karşılaşmada çok başarılı oyuncuların olduğunu gözlemlediklerini dile getirerek, "Bu takımın iyi bir yerlere geleceğine eminiz. " dediler. Karşılaşmanın ardından Beşiktaşlı eski futbolculara plaket verildi ve Beşiktaşlı taraftarlar futbolcularla hatıra fotoğrafı çektirmek için birbirleri ile yarıştılar.
Dörtyolspor, Beşiktaşlı futbolculara geçit vermedi.
Polisten Kadınları KaranfilDörtyol İlçe Emniyet Müdürlüğü Toplum Destekli Polis Büro Amirliği Ekipleri Dünya Kadınlar Günü Dolayısı ile Kadınlara karanfil dağıtarak günlerini kutladılar.
Dörtyol İlçe Emniyet Müdürlüğü Toplum Destekli Polis Büro Amirliği Ekipleri Dünya Kadınlar Günü Dolayısı ile Kadınlara karanfil dağıtarak günlerini kutladılar.
Ailenin temeli olan Kadınların bu güzel günde yanlarında olmak, onların bizim için çok değerli olduklarını hissettirmek için bir karanfille de olsa bu güzel günlerini kutladıklarını belirttiler.
Başkan Keskin den İstiklal Marşı Mesajı12 Mart İstiklal Marşı’nın kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u anma günü ile ilgili açıklama yapan Dörtyol Belediye Başkanı Fadıl Keskin
12 Mart İstiklal Marşı’nın kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u anma günü ile ilgili açıklama yapan Dörtyol Belediye Başkanı Fadıl Keskin 12 Mart’ın Türk Tarihi için çok önemli olduğunu söyledi. Mehmet Akif Ersoy’u rahmetle andıklarını belirten Belediye Başkanı Fadıl Keskin, şunları kaydetti:
Mehmet Akif Ersoy’un ifade ettiği gibi ‘Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın.’ İstiklal mücadelesinin en çetin safhasının yaşandığı 1921 yılında, büyük şairimiz Mehmet Akif Ersoy tarafından yazılan şiir, aynı yıl 12 Mart tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde İstiklal Marşı olarak kabul edilmiştir. Bu sebepledir ki, 12 Mart tarihi İstiklal Marşı’nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü olarak ilan edilmiştir.
Milli Mücadele döneminde; ülkenin kırık dökük her köşesinde dalga dalga yankılanan, milli azmi ve imanı şahlandıran, milletimizin özgürlük umudunu yeşerterek ilham kaynağımız haline gelen İstiklal Marşı, aynı misyonu bugün de sürdürmektedir. Türk Milleti'nin yüceliğini ve bayrağımızın kutsallığını en güzel duygularla anlatan İstiklal Marşı adeta geçmişimizin aynası, geleceğimize de ışık tutan bir yol göstericimizdir. Böylesine büyük bir samimiyet ve yüce gönüllülükle kaleme alınmış olan şiirde milletimizin ortak hissiyatına tercüman olmuş, milli duyguları şahlandırmış, maneviyatı yükseltmiş, mücadele gücüne güç, kararlılığına kararlılık katmıştır. Bizlere düşen ise, genç nesillere ve gelecek kuşaklara bu marşı ve şairini doğru anlatmaktır
Bu duygularla İstiklal Marşı'nın kabul edilişinin yıldönümünü kutluyor, bu anlamlı günün yıldönümünde, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması için hayatlarını ortaya koyan Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü ve kurmaylarını, şehitlerimizi, gazilerimizi, İstiklal Marşımızın değerli şairi Mehmet Akif Ersoy ve bestecisi Zeki Üngör'ü yürekten minnetle ve şükranla anıyorum… dedi.
Beyaz show'da yayınlanan bal reklamının devamı. Yaptıkları ile herkesi gülme krizine sokuyor. Beyaz'ın ballama reklamı.





Ailesini ziyaret eden Yrd. Doç. Dr. Üngör, Tokat'taki baba evinin 3'üncü kat balkonundan düşerek öldü.


Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi'nde (GOPÜ) görevli Yrd. Doç. Dr. Bahadır Üngör, Niksar İlçesi'nde oturan ailesini ziyarete gitti. Yrd. Doç. Dr. Üngör, evin 3'üncü kat balkonundan düşerek öldü. GOPÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Bahadır Üngör , TOKİ konutlarında oturan annesi Ayten ve babası Aygın Üngör'ü ziyaret etmek için dün Niksar'a gitti.

BALKONA ÇIKIP SİGARA İÇTİ
Eşinden ayrılan Üngör, 3'üncü katta bulunan apartman dairesinin balkonuna sigara içmeye çıktı. 46 yaşındaki yardımcı doçent, bu sırada aşağı düştü. Beton zemine çakılan ve ağır yaralı olarak ambulans ile Niksar Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Yrd. Doç. Dr. Üngör, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak öldü. Bir çocuk babası Yrd. Doç. Dr. Üngör için bugün GOPÜ Tıp Fakültesi önünde program düzenlendi. Programa GOPÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin ile birlikte öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı. Buradaki törenin ardından Yrd. Doç. Dr. Üngör'ün cenazesi, Niksar İlçesi'ne götürüldü. Cenazenin yarın toprağa verileceği öğrenildi.

Erzurum'un Tekman ilçesinde yolcu minibüsünün devrilmesi sonucu 1'i ağır 16 kişi yaralandı.


Düzyurt köyünden ilçe merkezine giden Abdulselam Balıkçı yönetimindeki 25 DE 0171 plakalı yolcu minibüsü, Hüseyinağa köyü mevkisinde devrildi. Kazada sürücü Balıkçı ile minibüste bulunan 15 yolcu yaralandı.
Tekman Devlet Hastanesine kaldırılan yaralılardan durumu ağır olan bir kişi,Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edildi.
Bir süre önce bel fıtığı ameliyatı olan ve ardından akciğerlerinde görülen bir tümör nedeniyle gözetim altında tutulan İnanır saat 16.00 sırlarında hastanedentaburcu oldu.
Güven timleri tarafından görev başında kelepçelenerek gözaltına alınan güvenlik görevlisi Cem S.(30) emniyete götürüldü.

Yakacık'taki bir banka şubesinde yaşanan olay, müşterilerin ihbarları üzerine ortaya çıktı. Yaşlı kişilerin dalgınlığından yararlanarak kredi kartı dolandırıcılığı yapan güvenlik görevlisi Cem S. ile arkadaşı Salih T.'nin dikkat problemi yaşayan müşterileri hedef aldıkları belirtildi.

GÜVENLİK GÖREVLİSİNDEN YARDIM İSTEDİ
İddialara göre, banka şubesindeki dolandırıcılık olayı şöyle gelişti: Geçtiğimiz 7 Ocak'ta işlem yapmak için bankaya gelen 46 yaşındaki S.A., süresi dolan kredi kartını banka ATM'sine kaptırdı. Durumu güvenlik görevlisi Cem S.'ye bildiren S.A., bankadan ayrıldı.

Yaklaşık bir ay sonra aynı bankaya gelen başka müşteri S.G. (65) hesabına yatırdığı parayı kontrol etmek için kredi kartını güvenlik görevlisi Cem S.'ye uzatarak yardım istedi.

Bu sırada kart şifresini de öğrenen güvenlik görevlisi, işlemin ardından el çabukluğuyla S.G.'nin kartını cebine koyarak, S.A.'nın bir ay önce ATM'de kalan süresi dolmuş kartını verdi. Dolandırıldığının farkına varamayan S.G. bankadan ayrılarak evine gitti.

KISA SÜREDE HESAP BOŞALTILDI
Yaşlı kadının bankadan ayrılmasından hemen sonra harekete geçen güvenlik görevlisi Cem S., arkadaşı Salih T.'yi çalıştığı banka şubesine çağırdı. Bir süre dışarıda sohbet eden iki zanlı, daha sonra banka ATM'sine giderek yaşlı kadının şifresini kontrol etti.

Şifrenin doğru olduğundan emin olan zanlılar, farklı zamanlarda Kartal, Sancaktepe ve Sultanbeyli'deki banka ATM'lerinden para çekti. 10 gün içinde S.G.'nin hesaplarından yaklaşık 10 bin lira para çeken zanlılar güvenlik kameraları tarafından da görüntülendi. Kameralara yansıyan görüntülerde yüzünü ve kafasını atkıyla saran Salih T.'nin saniyeler içinde bankamatiklerden para çekerek uzaklaştığı görülüyor.

AYAKKABILARI ELE VERDİ
Müşteri S.G., günler sonra alış veriş yaparken elindeki kartın kendisine ait olmadığını öğrendi. Hemen polise ve bankaya koşan S.G, dolandırıldığını söyledi.

İhbar üzerine harekete geçen güven timleri, geniş çaplı inceleme başlattı. Yaklaşık bir ay süren takip sırasında onlarca güvenlik kamerası ekiplerce incelemeye alındı. Görüntülerde yüzünü ve kafasını saran bir kişinin S.G'ye ait hesapları boşalttığı anlaşıldı.

Yüzü ve kafası kapalı olan kimliği belirsiz şahsın ayağındaki desenli ayakkabılar polis ekiplerinin dikkatini çekti. S.G.'nin işlem yaptığı Yakacık'taki banka şubesinin görüntülerini de inceleyen polis ekipleri, aynı ayakkabıları giyen şahsın güvenlik görevlisi Cem S. ile banka önünde buluştuğunu fark etti.

Her iki şüpheliyi de takibe alan polis, ayakkabıları desenli şahsın Salih T. (30) olduğunu ve güvenlik görevlisi Cem. S., ile ortak hareket ettiğini belirledi.

Güvenlik görevlisi Cem S. çalıştığı banka şubesinde, arkadaşı Salih T. İse Maltepe Fındıklı'daki evinde gözaltına alındı.
Suriyeli bir diplomat, İngiliz makamlarına ulaşan talebin Esad'ın kurmayları tarafından yapıldığını söyledi. Adının açıklanmasını istemeyen kaynak, bu bilgiyi ise bir İngiliz büyükelçiden aldığını ifade etti.

EŞİ İNGİLİZ VATANDAŞI
Eşi İngiliz vatandaşı olan Beşar Esad için sığınma başvurusunun dört ay önce yapıldığı iddia edildi. Suriye'de kendi halkına karşı ağır silahlar kullanarak binlerce insanın hayatını kaybetmesine sebep olan Beşşar Esad için Tunus da sığınma hakkı verebileceğini açıklamıştı. Rusya'da devlet başkanlığına seçilen Viladimir Putin ise Esad'ın Rusya'ya sığınma ihtimalinin söz konusu olmadığını söylemişti. Öte yandan Suriyeli diplomat, Suriye ordusunda önemli sayıda subayın, ailelerinin can güvenliklerinin garanti edilmesi durumunda muhaliflere katılmaya hazır olduğunu öne sürdü.
Kars'ta Özel Harekat Polisi, tartıştığı bir kişiyi tabancayla vurdu. Gözaltına alınan özel harekat polisi B.Y'nin açığa alındığı, olayla ilgili adli soruşturma başlatıldığı bildirildi.

Faikbey Caddesi'nde İl Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şube Müdürlüğü'nde görevli polis memuru B.Y. ile Erol Eryıldırım isimli bir vatandaş, omuz atma meselesi yüzünden tartıştı.

AYAĞINDAN VURARAK YARALADI
Tartışmanın büyümesi üzerine Eryıldırım'ın kardeşi Serhat Eryıldırım'ın da olaya karıştığı kavgada, arbede sırasında kendisini savunmak isteyen polis memuru B.Y. beylik tabancasıyla Serhat Eryıldırım'ı ayağından vurarak yaraladı.

HASTANEYE KALDIRILDI
Eryıldırım'a ilk müdahaleyi olay yerinden geçmekte olan Dr. Alpay Alibeyoğlu yaptı.Daha sonra ambulansla Kars Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Eryıldırım, buradaki müdahalenin ardından Erzurum'a sevk edildi.

Gözaltına alınan özel harekat polisi B.Y'nin açığa alındığı, olayla ilgili adli soruşturma başlatıldığı bildirildi.
Ankara'nın en 'ÖZEL KALEM'i bu defa İstanbul'dan özel bir haberle karşınızda. Başbakan Erdoğan'ın İstanbul'daki baş döndürücü trafiğini yine Özel Kalem farkıyla okuyacaksınız..

"500 milyon dolarla Beşiktaş'a talibim" diyerek Beşiktaş'ın başkanlığına soyunan İnanlar Holding'in sahibi işadamı Serdar İnan İstanbul’da Başbakan’la görüştü.

BAŞBAKAN'IN MAKAM ARACINA BİNDİ
14. Dünya Salon Atletizmi Şampiyonası törenine katılmak için Sinan Erdem Spor Salonu’na gelen Başbakan Erdoğan burada makam aracına Serdar İnan’ı da aldı.

DEMİRÖREN DE ZİRVEYE KATILDI
Hemen ardından Beşiktaş Eski Başkanı ve TFF Başkanı Yıldırım Demirören’in de spor salonuna gelmesi dikkat çekti. Başbakan’la bir araya gelen Yıldırım ve İnan, Beşiktaş Başkanlığı için kritik bir kulis görüşmesi gerçekleştirdi.
Sabah Gazetesi'nin en çok konuşulan kalemlerinden Engin Ardıç yine çok kızdıracak satırlara imza attı. Özelde CHP'ye genel mana itibariyle muhalefete sert eleştiriler yönelten Ardıç, Başbakan Erdoğan'ın hayatını kaybetmesi halinde yine seçimleri Ak Parti'nin kazanacağını iddia etti.

İşte Ardıç'ın 'Başbakan ölse bile AKP gene kazanır' başlıklı o yazısı

Size sorayım: Ola ki MHP iktidara gelse, "programı" nedir, söyleyebilir misiniz?
"PKK ile mücadeleyi daha da sertleştirmek" diyeceksiniz, duracaksınız. O kadar.
Öte yandan, bir azınlık ve bölge partisi olan BDP'nin "Türkiye'nin geneline" yönelik herhangi bir çabası, bir önerisi, herhangi bir sözü var mıdır? Hayır. Türk'ten oy alır mı? Hayır.
Peki CHP'nin programı nedir?
Hiç. Öyle bir program yoktur.
Bu partinin amigoluğunu yapan gazeteciler bunu pek iyi bildikleri için Kılıçdaroğlu'na sürekli "başbakana laf yetiştirmekle bir yere varamazsın, memleketi AKP'den daha iyi yöneteceğine halkı inandırmak zorundasın" diyorlar...

KEMALİZM YALNIZCA KÜLTÜR DEVRİMİ PEŞİNDEN KOŞTU
CHP'nin böyle bir "program hazırlama şansı" var mıdır? O da yoktur.
"Sağ Kemalizm'e" yatsa... Kemalizm'in hiçbir zaman bir "kalkınma programı" olmamıştır. Kemalistler yalnızca "kültür devrimi" peşinde koşmuşlar, bunun demokrasiyle yürümeyeceğini bildikleri için de memleketi hep "zart zurtla" yönetebilmişlerdir. "Aman ne çok kalkındırdık" diye pazarladıkları, yaptıkları iki üç şeker fabrikasıyla çimento fabrikasıdır. (Bunlar o kadar azdı ki, coğrafya kitabımızda yarım sayfada anlatılıp biterlerdi.)

KÖY ENSTİTÜLERİ GERİCİ BİR PROJEYDİ
Çok övündükleri Köy Enstitüleri projesinin de ekonomik kalkınmayla uzaktan yakından ilgisi yoktu. Enstitü girişimi, tek parti diktası altında "köylüyü köyünde tutmaya, şehirlere göç etmesini önlemeye" yani kapitalist kalkınmayı ve sanayileşmeyi engellemeye yönelik, ilerici süsü verilmiş gerici bir programdı.
Peki, CHP "sol Kemalizm'e", yani sosyaldemokrasiye yatsa...
Gündemde değildir. Pasta, daha adil paylaşılabilmesi için henüz yeterince pişmemiş, kabarmamıştır. Sınıf değiştirme olanakları henüz tüketilmemiş, yolları tıkanmamıştır. Halk kapitalizmi sevmiştir, "sol" kokulu herhangi bir girişime hiçbir zaman iltifat etmemiştir, görünür bir gelecekte de edeceği yoktur. ("Kazandı" diye gözümüzün içine baka baka yalan söyledikleri 1977 seçiminde CHP yalnızca "kazanmaya yaklaşmıştı"... Hükümet kurabilmesi için 226 koltuk gerekiyordu, ancak 213 çıkarabildi.) Öte yandan "dincilik" yapar gibi davransa büsbütün gülünç olacak (Deniz Baykal döneminin o saçmasapan "çarşaf şovlarını" hatırlayın...)

İKTİDARIN İKİ ALTERNATİFİ VAR
AKP iktidarının yalnızca iki alternatifi vardır.
Bir: Şeriat.
İki: Laik ve faşist dikta.
Sosyaldemokrat geçinen birçok kişi bu ikinci alternatife köpeklik etmeye dünden hazırdır ama bunun için bütün dünya konjonktürünün alabora olması şarttır.
Diyelim ki başbakanın, üfürüldüğü gibi yalnızca iki yıl ömrü kaldı, Allah geçinden versin..

AK PARTİ'NİN OYU DÜŞER AMA GENE KAZANIR
AKP gene kazanır.
Oy oranı düşer mi? Tabii düşer. Ama kazanır.
Diyelim ki başbakanın ya ömrü vefa etmedi, ya da sağlık sorunları yüzünden cumhurbaşkanlığına adaylığını koyamadı... AKP gene kazanır mı? Kazanır. Kim bu partiden aday olursa kazanır.
Bunu göremeyenler, halkın bürokrasiye karşı duyduğu derin ve köklü tepkiyi anlayamayanlardır. O tepki sanıldığı gibi doksan yıllık değil altı yüz yıllıktır.
ASELSAN mühendisi Başbilen'in şüpheli ölümüne ilişkin olay yeri fotoğrafları ortaya çıktı. Fotoğraflarla birlikte şüpheler arttı

Star gazesinin haberine göre, ASELSAN'da görevli üç mühendisin beş ay içinde art arda intihar etmesinin arkasındaki 'sır' perdesi aralanamıyor. Şüpheli ölümüyle ilgili soruşturma süren ASELSAN mühendisi Hüseyin Başbilen'in ölümünü aydınlatacak olay yeri fotoğraflarında çarpıcı ayrıntılar ortaya çıktı. İlk kez ortaya çıkan fotoğraflarda Başbilen'in başka biri tarafından zorla öldürüldüğü izlenimi veriyor. Başbilen'in aracında duruş şekli de bu nasıl intihar sorusunu gündeme getirirken olay yeri tespit raporunda neden bu ayrıntılara yer verilmediği Başbilen'in kuşkulu ölümünde şüpheleri daha da artırdı.

ETRAFA KAN SIÇRAMADI
ASELSAN mühendisi Başbilen'in ölümünü aydınlatacak olay yeri fotoğraflarında ilginç ayrıntılar ortaya çıktı. Olay yeri tespit raporuna göre, boğazı ve bileği kesilerek hayatını kaybeden Başbilen'nin kanının aracın sağ ön konsolunun altına doğru 90 derecelik açıyla aktığı öğrenildi. Başbilen'e ait kan damlalarına aracın tavan, koltuk ve kapı yanlarında rastlanmazken, 'boğazını keserek intihar eden bir kişiden çıkan kan damlaları nasıl olurda hiçbir tavan ve yan cisimlere sıçramaz?' sorusunu akıllara getirdi. Bu da Başbilen'in boğazının aracın ön tarafına ikinci bir kişi tarafından tutularak kesildiği savını güçlendirdi.

ÇANTANIN ÜSTÜNDE KAN İZİ YOK
Başbilen'e ait olay yeri fotoğraflarındaki Başbilen'in cesedinin duruş pozisyonu da olay yeri tespit raporunu doğrularken akıllara durgunluk veren bir başka ayrıntı da Başbilen'e ait çantayla ilgili oldu. Başbilen'in cesediyle birlikte sağ ön konsolun altında bulunan çantanın yukarıda kalan ön yüzünde kan izine rastlanmazken çantanın sadece alt yüzeyinde kan lekesi olduğu tespit edildi. Bu ayrıntı çantanın ikinci bir kişi tarafından Başbilen'in ölümü sonrasında cesedinin yanına konulduğu, akan kanın da sonrasında çantanın sadece alt yüzeyini lekelediği iddiasını güçlendirdi. Ayrıca çantada olduğu iddia edilen flash bellek daha sonra Jandarma tarafından kaybedilmişti.

KAFASI KOLTUĞUN ALTINA NASIL GİRDİ?
Olay yeri fotoğraflarında Hüseyin Başbilen'in kafasının yan koltuğun altına doğru sokulmuş olması dikkat çekti. Aracın şoför mahallinde oturan Başbilen'in kapıları açmak için neden şoför mahalli yerine aracın sağ tarafındaki kapıyı açmak istediği sorusu gündeme getiriyor. Olay yeri raporlarında Başbilen'in şoför bölümünden sağ koltuğa geçmek istediği iddia edilmişti.

PANTOLONUNA ÇAMUR NASIL BULAŞTI?
Ankara'nın Kavaklı köyü Aydıncık Mahallesi Mezarlık Üstü mevkisinde tarla içinde, park halindeki otomobilinde, boynu ve sol bileği kesilmiş şekilde ölü olarak bulunan Başbilen'in olay yeri fotoğraflarında pantolonunun paça ve arka cep kısmında çamur lekeleri de dikkat çekiyor. Başbilen'in ardından 17 Ocak 2007'de Halim Ünal kafasına isabet eden tek kurşunla öldü. Dokuz gün sonra da Evrim Yançeken oturduğu binanın 6'ncı katından düşerek can verdi. ODTÜ mezunu üç genç mühendisin ölüm nedenleri kayıtlara intihar olarak geçti.

BOĞAZINI KESEN BİLEĞİNİ BU KADAR DERİNDEN NASIL KESER?
Olay yerinde ASELSAN mühendisi Hüseyin Başbilen'in çekilen fotoğraflarındaki bir ilginç detay ise kesilen bileğinin bir hayli derinden bıçak darbesine maruz kalması oldu. İstanbul Adli Tıp Genel Kurulu üyelerinden Başbilen'in ölümüne ilişkin 'intihar' tespiti yapan 5 üye, 'Başbilen önce boğazını sonra bileğini kesti' demişti. Ancak ortaya çıkan fotoğraflar incelendiğinde "boğazını 20 cm kesen bir insan bu acıyla ne denli bileğine bu kadar fazla zarar verebilir?" sorusunu sormadan edemiyor.
Şişli Belediyesi Basın Bürosu'ndan gelen bir mail karşısında şaşkına dönen Hürriyet Cumartesi yazarı Savaş Özbey, belediyeyi aradığında aldığı cevapla daha büyük şaşkınlık yaşadı.. Şişli Belediyesi Basın Bürosu'ndan gönderilen mail'de, Sarıgül'ün arkadaşının Türkiye'ye getirdiği kremlerin tanıtım yazısının, Özbey'in köşesinde yayınlanması ricası gerçekti. Bu ricayla dalga geçen Hürriyet yazarı; 'Başkanım sizde tüy dökücü de var mı' başlığıyla bir yazı yazdı.

İşte o yazıs
Haftaiçi Şişli Belediyesi'nden bir mail aldım: "Sayın ilgili, Obagi markasıyla ilgili metni ve görselleri sizinle paylaşıyoruz. Sayın Başkanın (Mustafa Sarıgül) ricası neticesinde köşenizde okuyucularınızla paylaşabilme imkanı bulabilirseniz çok seviniriz. Saygılarımızla, Şişli Belediyesi Basın Bürosu..."
Okuduğuma inanamadığım için metni tekrar tekrar inceledim. Belli ki birisi Mustafa Sarıgül'ün adını kullanarak, çakma bir mail adresinden (sislibasın@gmail.com) milleti kekliyor. Koskoca Şişli Belediyesi kozmetik ticareti yapacak değil ya! Hemen ilgilileri uyarmak için belediyeyi aradım.

ADRES DOĞRU
Fakat basın bürosundan görüştüğüm hanım, adresin doğru olduğunu, mail'i de kendilerinin gönderdiğini söyledi: "Kremleri getirten kişi başkanın yakın arkadaşı. Başkan da bizden duyurusunu yapmamızı istedi."
Madem öyle, reklamın iyisi-kötüsü olmaz, buyrun duyurdunuz kırışıklık geciktiren gençleşme kremi Obagi'yi... Tek bir kişisel sorum var Sayın Sarıgül'e: Başkan ya, bana da tüy dökücü krem lazım. Sizde ondan da var mı? Yakında getirtecek misiniz?
Rusya ve Arap ülkeleri, Suriye'de şiddetin sona erdirilmesi ve bu durumun tarafsız gözlemciler tarafından kontrol edilmesi konusunda anlaştı.

KOFİ ANNAN'A DESTEK
Taraflar, Suriye'ye dış müdahaleye karşı çıkarken; insani yardımların ulaştırılması ve Arap Birliği Özel Temsilcisi Kofi Annan'a destek konusunda da uzlaşmaya vardı.

Beş maddelik uzlaşma, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Katar Başbakanı Şeyh Hamad bin Casim el Sani tarafından açıklandı. Lavrov, Arap Birliğ'nin Suriye gündemiyle Kahire'de düzenlediği dışişleri bakanları toplantısına katılmıştı.

ESED: ÇÖZÜMDEN YANAYIZ
Bu arada BM ve Arap Birliği Suriye Özel Temsilcisi Kofi Annan'la görüşen Esed, ülkedeki krize çözüm bulmak için her türlü dürüst çabaya açık olduklarını ifade etti.

Resmi haber ajansı SANA'nın haberine göre Annan, Suriye halkının iradesinin hakim kılınması ve ülkede istikrarın sağlanması yolundaki siyasi süreç için diplomatik diyalog konusunda Syriye hükümetiyle çalışmak istediğini söyledi.

Beşşar Esed ise bölge ülkeleri ve diğer yabancı ülkelerin Suriye'de gerçekten olanları değil de hayali bir fotoğrafı ortaya koyduğunu öne sürdü. Esed, alanda gerçekten neler olduğunun incelenmesinden sonra çözüm için gösterilecek ciddi çabalara açık olduğunu ifade etti.

Eli silahlı teröristlerin sivilleri ve askerleri öldürüp, kamunun ve özel kişilerin mal ve mülküne zarar verdiğini söyleyen Esed, kaosu yaymak için uğraşan teröristler var oldukça siyasi diyalogun başarılı olamayacağını söyledi.

Görüşmeye Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim ve Cumhurbaşkanı Basın Danışmanı Buseyna Şaban ile diğer Suriyeli yetkililer de katıldı.
Galatasaray, Gençlerbirliği'ni rahat geçti.
Türk Telekom Arena'da oynanan mücadelede Galatasaray, Gençlerbirliği'ni 2-0 mağlup etti.
Zorlu ve kritik Fenerbahçe derbisi öncesinde Galatasaray'a galibiyeti getiren golleri 48.dakikada Melo ve 58.dakikada frikikten Selçuk İnan kaydetti.
Bu sonucun ardından Galatasaray 69 puana yükselirken, Gençlerbirliği 44 puanda kaldı.

Galatasaray, Gençlerbirliği'ni rahat geçti.

Spor Toto Süper Lig'in 30.haftasında Galatasaray evinde Gençlerbirliği'ni ağırladı.

En küçüğü 2 haftalık olan bebeklere uygulanan tehlikeli 'yoga'nın görüntülerine dünyanın dört bir yanından tepki yağıyor.




Rusya’dan gelen görüntülerde bebeklerin el ve ayak bileklerinden tutarak havada çevrildikleri görülüyor.

Yaklaşık 30 senedir bu işi yaptığını söyleyen Lena Fokina’nın uygulamayı tüm dünyaya yaymayı amaçladığı sözleri ise şaşırtıyor.

Bebeklerin 5 dakika süren ‘terapi’ boyunca çığlık atarak ağlamasına rağmen ‘onların iyiliği için’ çalıştığını iddia eden Fokina, uygulamanın seneler öncesine dayandığını ifade etti.

Çılgın metodu ilk olarak kendi çocukları üzerinde denediğini söyleyen Fokina, doktorlar başta olmak üzere dünya üzerindeki milyonlarca insanı oldukça kızdırdı.

Görüntüler, izleyenlerin ilk olarak bebekleri oyuncak sanmasına neden olurken, bir çok internet sitesinde “çocuk istismarı” gerekçesiyle yasaklandı.

(haber365)
Eski Asayiş Daire Başkanı Hasan Eryılmaz aracında ölü bulundu

video
Mart ayının ikinci haftası farklı uluslararası platformlar tarafından "Dünya Böbrek Günü" olarak kabul ediliyor.


Her yıl gerçekleştirilen çeşitli organizasyonlarla toplum genelinde böbrek sağlığıyla ilgili farkındalık yaratmak amaçlanıyor.

Kronik böbrek hastalığının, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de görülme sıklığı giderek artan bir sağlık sorunu olduğuna dikkat çeken, Anadolu Sağlık Merkezi İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Enes Murat Atasoyu, konuyla ilgili olarak toplumun bilgilendirilmesinin önemine işarat ediyor.

Toplumda en sık görülen hastalıklar arasında yer alan diyabet, hipertansiyon gibi hastalıkların böbrek sorunlarının ortaya çıkmasını tetiklediğini söyleyen Doç. Dr. Atasoyu, aşırı tuz kullanımı ve sigara içmenin de böbreklere zarar verdiğine dikkat çekiyor.
Doç. Dr. Enes Murat Atasoyu, genel sağlığımız açısından son derece önem taşıyan, böbrek sağlığını koruyabilmek için “altın kurallar” olarak belirttiği önerileri sıralıyor:

1. Hareket edin; Düzenli olarak yürüyüş, hafif koşu, bisiklete binmek gibi egzersizler yapın ki dinç bir bedene sahip olun ve fazla kilolarınızdan da kurtulun. Böylece diyabet, hipertansiyon gibi hastalıkların böbreklerde yol açabileceği hasarı önleyebilir veya azaltabilirsiniz.

2. Kan şekerinizi düzenli kontrol edin; Diyabet, kronik böbrek rahatsızlığına neden olan hastalıklar içinde ilk sırada yer alıyor. Uygun ilaç tedavisi, diyet ve egzersiz programı ile kan şekeri düzeyi ve kan basıncı normal sınırlarda tutularak, böbrekler diyabetin olumsuz etkilerinden korunabilir. Diyabet gelişimi riskine sahipseniz (kilo fazlalığı olan, az hareket eden, ailesinde diyabet bulunan vb.) yılda bir kez kan şekeri ölçümü yaptırın.

3. Kan basıncınıza dikkat edin; Diyabetik hastalarda sadece kan şekerinin yüksek olması değil, aynı zamanda hastaların hemen hepsinde var olan tansiyon yüksekliği (hipertansiyon) de böbreklerin hasarlanmasında önemli rol oynar. Tuz kısıtlaması, fazla kilolardan kurtulma, egzersiz ve uygun ilaç tedavisi ile kan basıncı normal sınırlara gelen hastalarda hem böbrek hasarı gelişimi önlenebilir hem de varsa böbrek hastalığının ilerlemesi yavaşlatılabilir.

4. Sağlıklı beslenin ve normal kiloda olun; Sağlıklı beslenme, kronik böbrek hastalığının ilerlemesini önleyebiliyor. Sağlıklı beslenebilmek için de en başta günlük tuz tüketiminizi azaltın. Özellikle taze yiyecekleri tercih edin, konserveleri ise sudan geçirmeden tüketmeyin.

5. Yeterli miktarda sıvı alın; Hekiminiz farklı bir şey önermedikçe günlük 1.5 - 2 litre su tüketimi kronik böbrek hastalığı gelişimi riskini azaltır.

6. Sigara içmeyin; Sigara içilmesi böbrek kan akımında azalmaya neden olur. Böbreğin kan akımı azalması sonucu yeterince süzme yapamaz ve atık maddeler vücutta birikir. Ayrıca sigara içen kişilerde böbrek kanseri gelişme riski % 50 artıyor.

7. Gelişigüzel ilaç kullanmayın; Dünyada reçetesiz kullanılan ilaçların çoğu ağrı kesicilerdir. Bu ilaçlar bazen kullanıldıkları doz ve süre ile ilişkili, bazen de hiçbir şekilde doza bağımlı olmaksızın böbrek hasarı oluşturabilirler.

8. Yılda bir kez böbrek fonksiyonlarınızı kontrol ettirin; Diyabetik, hipertansif, kilo fazlalığı olan, ailesinde böbrek hastalığı bulunan kişiler, hekime giderek yılda bir kez böbrek fonksiyonlarını kontrol ettirmeli.
Türkiye’nin ilk yüz naklini gerçekleştiren Prof. Dr. Ömer Özkan Habertürk kanalına bomba gibi açıklamalar yaptı. Özkan” Bizim gerçekleştirdiğimiz operasyonlar 2006 yılında anlatılsaydı bilim-kurgu filmi olarak algılanırdı ve çokta ilgili görürdü. Hakkımızda çıkan reklam iddialarına cevap vermek gerekirse; ABD’de bu görüntüler milyonlarca dolara televizyonlara satılıyor. Biz Böyle bir yola başvurmadık. Hastayı 6 ay sonra ekranlara sunsam daha çok reyting alırdım. Eğer ben ve ekibim bu ameliyatta başarısız olsaydım kariyerim biterdi.

UĞUR ACAR AMELİYATA HAZIRDI

Prof. Dr. Ömer Özkan; Uğur Acar ameliyata benden çok daha hazır durumdaydı. Ben bu süreç için iki yıldır hazırlanıyordum o ise 15 yıl öncesinden hazırdı. Bu duruma psikiyatrı hocamız bile inanamadı. Bu ameliyatlarda rekabet var ama kurallar belli.

BAŞBAKAN ERDOĞAN BİZİ ARADI

Başbakan Erdoğan bizi ameliyatın 4. saatinde ve daha sonrasında da aradı. Bizleri taktir etti, Türkiye’deki iyi işleri daima taktir ettiğini tahmin ediyordum. Bize telefon görüşmelerinden her türlü desteği vermeye hazır olduğunu ve her zaman kendisine ulaşabileceğimizi bildirdi. Bu mesaj bizi inanılmaz şekilde mutlu etti ve motivasyonumuzu arttırdı.

NE SÖYLESEM REKLAM YAPTI DİYORLAR

Prof. Özkan; Televizyonlarda ne söylesem reklam yaptı denildi. Ben bu yüz naklini yapmadan öncede ileri düzeydeki hastanelerden ve yurtdışından teklifler aldım. Bunları söylüyorum diye yine reklam yapıyor diyeceklerdir. Bu konularda zaman her şeyin ilacı olacaktır.


ENGİN ERDEN/ HABER365
Bilim insanları, ayak kemiklerinin cinsiyetin anlaşılmasında önemli ipuçları içerdiğini keşfetti.


ABD’li araştırmacılar, ayak kemikleriyle yapılan cinsiyet tespitinin yüzde 93.6 oranında doğru sonuç verdiğini ve adli tıp yetkililerinin cesetlerin cinsiyetini belirlemek konusunda çaresiz kaldığı zaman, ayak bileklerine başvurabileceklerini belirtti.

Ayağın arka kısmında bulunan Tarsess kemikleri, eğitimsiz gözlere hiçbir ipucu sergilemeyecek olsa da, cinsiyetin belirlenmesi adına önemli özellikler barındıyor.

İlk olarak, vücut ağırlığımızı destekleyen Tarsess kemiklerinin asimetrik yapısı bu faktöre göre belirleniyor ve vücut yoğunluğu kadın ve erkekler arasında büyük farklılık gösteriyor. Tarsess kemiklerinin bir diğer özelliği, ölümden sonra çok büyük olasılıkla bulundukları yerde kalmaları. Ayakkabının içinde kalan bu kısım, dış etkenler ve hayvanların saldırılarına karşı da genelde korunmuş oluyor. Üçüncü bir özellikleri de, bir arada yapışık gibi duran bu kemikler, ayak çıplak olsa bile birçok kazanın ardından tek parça halinde kalmayı başarıyor.

Kuzey Carolina Üniversitesi’nden Sheena Harris, “Arkeolojik alanlarda bulunan kemiklerde bile Tarsess kemiklerinin daha az zarar gördüğünü fark ediyoruz. Uzunluklarını ölçerek uzun yıllar önce ölmüş insanların cinsiyetleri tespit edilebilecek” dedi.

SAĞLAKLARDA SOL AYAK DAHA GÜÇLÜ
Araştırmada yer alan bir diğer araştırmacı Troy Case, Tarsess kemikleriyle cinsiyet belirleme yönteminin doğruluğunu tespit etmek için, bir iskelet koleksiyonundaki 160 insan kemiğini inceledi. Case, Avrupa kökenli ABD’lilerin Tarsess kemiklerinin uzunluğu, eni ve yüksekliği dahil 18 farklı ölçümünü aldı. Sağ ayakta, 18 ölçümden 15’inin cinsiyetin belirlenmesinde rol oynadığı anlaşılırken, sol ayakta sadece dokuz ölçüm doğru sonuca ulaşılmasını sağladı.

Case, sağ ayağın, sol ayağa oranla daha kesin bir değerlendirme olanağı sağlamasının kendisini şaşırttığını söyledi. ABD’li araştırmacı, sağlak insanlarda sol ayağın vücut ağırlığını daha fazla taşıdığını ve sağlaklar daha fazla olduğu için sol ayağın daha güçlü bir tahmin olanağı sunmasını beklediğini belirtti.

Forensic Studies dergisinde yer alan araştırma, sadece Avrupa kökenli ABD’lilerin kemikleri üzerinde yapıldı. Bilim insanları, yöntemin etnik gruplar arasında farklı sonuçlar gösterebileceğini ve ölçümlerin başka etnik gruplar üzerinde de yapılması gerektiğini not düştü.
Daha zeki olmak için ne yapmalı? İşte bu sorudan yola çıkan ve sonuçları Newsweek'te yer alan çalışma.


IQ düzeyinizde dört yılda 21 puan şaşırtıcı bir şekilde artış veya 18 puanlık bir düşüş olabilir. Bu sizin elinizde. Yani zekanızı ilerletebilir veya geriletebilirsiniz!

Yani, 110 puandan 130 puana yükselen kişi “ortalama” insandan “üstün yetenekli” insan sınıfına geçiyor! Tersi ise aptallaşıyorsunuz!..

Newsweek'te yer alan ve Rita Urgan tarafından çevirililerek Cumhuriyet'in Bilim Teknik ekinde yayımlanan yazı şöyle:

İşte yapacaklarınız!

1-Dostlarınızla sözcük oyunları oynayın

Araştırmalar bulmaca çözmenin Alzheimer ve bunama riskini azalttığını ortaya koyuyor.

2-Zerdeçal yiyin

Hint mutfağının gözde baharatlarından biri olan zerdeçalın köklerinde bunama riskini azaltabilen kurkumin adlı bir madde bulunur.

3-Tekvando kurslarına katılın

Ya da dans edin, tenis oynayın. Kalp atışını hızlandıran ve büyük ölçüde eşgüdüm gerektiren bir etkinlik bulmaya çalışın.

4-Haberleri El Cezire’den alın

Yeni fikirlere açık olun. ABD’de yapılan bir araştırma haberleri El Cezire’den alan insanların CNN ve BBC World izleyenlere oranla çok daha açık fikirli olduklarını ortaya koydu.

5-Akıllı cep telefonlarınızı atın

Sürekli e-postalarınızı kontrol etmek dikkatin dağılmasına ve üretkenliğin azalmasına neden olur.

6-Bol bol kestirin

Şekerleme yapın ve geceleri erkenden yatın. Harvard Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma beynin uykuya daldıktan sonra da anıları işlemden geçirdiğini ortaya koydu.

7-TED sitesi uygulamasını indirin

Teknoloji, eğlence, tasarım derneğinin yıllık toplantılarına katılan dünyanın en büyük beyinleri bu toplantılarda beyin haritasının çıkartılması ve doğum öncesi zekâ gibi konuları masaya yatırırlar. Toplantılara katılın, ya da en azından sitenin iOS ve Android uygulamasını indirin.

8-Bir yazın festivaline katılın

Gitmek isteyip bir türlü gidemediğiniz yerlerde her yıl mutlaka bir yazın festivali yapılır. Biletinizi alın ve yolculuk sırasında Tom Stoppard ya da Jennifer Egan gibi yazarlardan bir iki şey öğrenin.

9-Bir “anı sarayı” inşa edin

Anımsamak istediğiniz şeyi canlı bir imgeyle bağdaştırın. Sabrınız; anı sarayı yapmaya yetmeyebilir ama Joshua Foer’in “Einstein ile Ayda Yürüyüş: Her Şeyi Anımsama Sanatı ve Bilimi” adlı kitabını okuyarak en azından bu tür yöntemler konusunda bir fikir edinebilirsiniz.

10-Yeni bir dil öğrenin

İkinci bir dili öğrenmek prefrontal korteksi devinime geçirerek karar verme yetisi ve duygular üzerinde bir etki yaratır.

11-Sütsüz çikolata yiyin

IQ’nuzu bir gecede yükseltmese de bitter çikolatanın içerdiği flavonoidler belleği güçlendirir.

12-Örgü grubuna katılın

Şişleri elinize alın ve kendinize harika bir atkı örün. Motor becerilerin geliştirilmesi bilişsel yetenekleri de devinime geçirebilir. Üstelik kış mevsiminde sıcacık kalmanızı da sağlar.

13-Yüzünüzdeki gülücüğü yok edin

Deneyler kaş çatma gibi basit bir eylemin insanın düşüncelerinde daha kuşkucu ve analitik bir tavır takınmasına yol açtığını gösteriyor.

14-Şiddet içerikli video oyunları oynayın

Çeşitli araştırmalar video oyunlarının tepkileri hızlandırdığını, çok sayıda görev üstlenme yeteneğini geliştirdiğini ve zorlu bir görevin ardından düşmanca duyguları yok ettiğini ortaya koyuyor.

15-Bu kişileri Twitter’de izleyin

Nouriel Roubini, Jad Abumrad, Colson Whitehead

16-Yoğurt yiyin

Probiyotik yoğurtlar mideye iyi geliyor. Ancak fareler üzerinde yapılan araştırmalar yoğurdun beyne de iyi geldiğine işaret ediyor.

17-SuperMemo bilgi kartı programını yükleyin

18-Bir Shakespeare oyunu izleyin

19-Düşünce sisteminizi geliştirin

20-Bol su için

Susuz kalındığında beyin daha çok çalışmak zorunda kalır ve tasarlama yetisi zarar görebilir.

21-Itunes U sitesini ziyaret edin

Üst düzey okullarda felsefeden astrofiziğe uzanan derslerin notları internetten izlenebiliyor. Bu okullara gidemeseniz de, derslere internet üzerinden katılabilirsiniz.

22-Sanat müzelerini ziyaret edin

Araştırmalar sanatsal olayları izlemenin gerginliği azalttığını ve kişinin gerçekten önemli işlere odaklanmasını sağladığını ortaya koyuyor.

23-Bir müzik aleti çalın

Bir çalgı çalmayı öğrenmek IQ düzeyini arttırır, beynin bellek ve eşgüdümden sorumlu bölgelerini daha etkin duruma getirir.

24-Elle yazın
Gebelerde amniosentezin yerini alacak olan test 1 yıl içerisinde her ülkede uygulanmaya başlanacak.


Özellikle yaşı büyük annelerde gebeliğin 16-18. haftasında bebeğin (fetüsün) sağlık durumunu incelemek, down sendromu gibi kromozom bozukluklarını erkenden teşhis edebilmek için bir iğneyle rahim içine girilmesi genelde anne adaylarında korku uyandırır.

Stanford Üniversitesi bilim insanları sadece anne kanını kullanarak hamileliğin 10’uncu haftasında uygulanabilecek bir test geliştirdiler. Testin fiyatı 1200 dolar. Bu test 13, 18 ve 21 No’lu kromozomlardaki bozuklukları ve bebeğin cinsiyetini belirleyecek. Bu testin yaklaşık 1 yıl içerisinde her ülkede uygulanması bekleniyor.
İstanbul'un iki köklü kurumu İstanbul Tıp Fakültesi ve Cerrahpaşa Tıp Fakültelerinin yeniden inşası için TOKİ'yle anlaşma sağlandı.


İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet, yaklaşık 1.5 milyar TL’ye mal olacak olan projenin Türkiye’de bugüne dek yapılmış en büyük iki hastane yenileme projesi olacağını, proje için TOKİ ile ön anlaşma sağlandığını, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da bu konu ile ilgili gerekli izinleri verdiğini söyledi.

Söylet, bin yataklı olması beklenen projenin yapımı sırasında hasta, çalışan ve hekimlerin çevredeki hastanelere dağıtılacağını, yenilemenin de kademeli olarak gerçekleştirileceğini söyledi.

Cumhuriyet Gazetesi'nin haberine göre, “dev proje”nin ön çalışması bir İtalyan firması tarafından yapıldı. Ancak yeni hastanelerin nasıl olacağı, ne zaman biteceği konuları bu yılın sonunda netlik kazanacak.

İLK KEZ 6 YIL ÖNCE GÜNDEME GELDİ

Üniversitenin teknolojik olarak yetersiz kaldığı ve depreme karşı dayanıksız olduğu gerekçeleriyle “yıkılması ve İkitelli’deki Olimpiyat Stadı’nın yanındaki bir arsaya yapılacak yeni binaya taşınması” fikri 6 yıl önce dönemin rektörü Prof. Dr. Mesut Parlak zamanında gündeme gelmiş, proje ertelenmişti. Sağlık Bakanlığı da geçen günlerde Olimpiyat Stadı’nın yanında kamu-özel işbirliği ile yapılacak olan “Dev Sağlık Kampusu” için harekete geçti. Bu gelişmeler sürerken İÜ Tıp Fakültesi ve CTF binalarının ne olacağı da merak konusu oldu.

Konuyla ilgili soruları yanıtlayan İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet, üniversite hastanelerinin aynı yerinde, kademeli olarak yıkılacağı ve yapılacağını belirterek projeyi “dev proje” olarak nitelendirdi. “Bu kadar büyük bir bedel gerektiren iki proje Türkiye’deki bugüne dek yapılmış iki hastane yenilemesi projesi olacak” diyen Prof. Dr. Söylet, her iki hastane binasının da yaklaşık 50 yıldır hizmet verdiğini, yıkılarak yeniden yapılmasının şart olduğunu anlattı.

5 MİLYAR DOLAR GİRDİ SAĞLAYACAK

Hastanelerin yeniden yapılmasının yaklaşık 1.5 milyar TL’ye mal olacağını dile getiren Prof. Söylet, şu an hizmet veren binaların birbirinden kopuk olduğunu, hastaların bahçelerde perişan olduğunu, otopark gibi çok temel sorunların devam ettiğinin altını çizerek şunları söyledi:

“Böylesine büyük bir proje tabii ki Ankara’daki karar vericiler açısından da ciddi bir çalışma yapılmasını gerektirdi. Bu çalışmaları tamamladık. TOKİ ile ön anlaşma imzaladık. Öncesinde avan (ön) proje ya da master plan denilen hazırlık yapılması gerekiyordu. Yeni binayı, eskisi çalışmaya devam ederken nasıl yapacağız, nereden başlayacağız, kaça böleceğiz, önce hangi binaları yapacağız gibi... Yeni yapılanmada modern ve çağdaş bir hastane istiyoruz. Bunun içinde Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) bu projemizi avan projeye izin verdi, maddi kaynak sağladı. Avan projenin ihale şartnamesindeki en önemli konu şehir içinde böyle büyük kampusların çalışma düzenlerini çok aksatmadan yıkıp yeniden etaplar halinde yapılmasıydı. Proje için dünyanın birçok ülkesinde farklı merkezleri uzmanlarla gezdik. Ben hayallerimde her şeyi bitirdim. Kafamızda ve hayallerimizde bitirdiğimiz projeyi gerçekte de bitireceğiz. Komşulardan ne kadar çok hasta ve öğrenci talebinin olduğunu düşünürsek sağlık turizminin olduğunu düşünürsek, 5 milyar dolar girdi sağlayacak bir proje bu.”
Sağlık Bakanlığı Doku Nakli Bilim Komisyonu Üyesi ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Selahattin Özmen, kendilerine başvuran hastalardan birine dünyada ilk defa gerçekleşecek, "saçlı deri dahil yüz nakli" planladıklarını söyledi.


Özmen, Gazi Üniversitesi’nde yüz nakli bekleyen 3, bacak ve kol nakli bekleyen birer hasta bulunduğunu belirterek şunları söyledi:

Yaş farkı en fazla 20 olmalı

“Nakil yapılacak bir hastamıza boynundan başlayarak enseye kadar dünyada hiç yapılmamış saçlı deri dahil, yani maske benzeri nakil yapmayı planlıyoruz. Bizim 17 yaşında yüz nakli bekleyen bir hastamız var. N.A.’nın yüzü ona aktarılabilirdi. Ancak hastayla donör arasındaki yaş farkı 23 olunca ‘bize uymuyor’ dedik, nakli Hacettepe yaptı. Yüz naklinde hasta ve donör arasındaki yaş farkının en fazla 20 olması ve kol bacak naklinde boy oranları arasındaki farkın yüzde 10’u geçmemesi, daha önce hazırladığımız yönergeye resmi olarak eklenecek.”

Rekabet olduğuna inanmıyorum

Doç. Dr. Selahattin Özmen: “‘Hacettepe ve Akdeniz arasında rekabet var’ sözlerine katılmıyorum. Ömer Bey sınıf arkadaşım. Serdar (Nasır), Ömer (Özkan) ile birlikte çalışmışkişiler. Biz çok yakın arkadaşlarız.”
Hacettepe Üniversitesi'nin, Türkiye'nin ikinci yüz nakli yarışını kazanabilmek amacıyla gerçek dışı beyanla rapor düzenlediği iddiasına karşı Sağlık Bakanlığı, Hacettepe'ye çift kol ve çift bacak takılan hastanın ölümüne yol açan nakilden sonra yüz nakli için de soruşturma açtı.


Hacettepe Üniversitesi'nin 10 kişilik Bilim Konseyi'nin altına imza atarak bekleme listesine aldığı ve Sağlık Bakanlığı'na sunduğu rapor ile operasyon yapılan Cengiz Gül'ün nakil için sağlık gerekçelerinin aynı olmadığı ortaya çıktı.

Sabah Gazetesi'nin haberine göre; Hacettepe Üniversitesi'nin yüz nakli için Sağlık Bakanlığı'na gönderdiği listede yer alan Cengiz Gül'ün, göz, burun ve ağız bölgesinde deformasyon olduğu ve nakille fonksiyonel kazanımın amaçlanacağını bildirildi. Bu nedenle bakanlık Cengiz Gül'e nakil yapılmasına izin verdi ancak gerçek ameliyattan sonra ortaya çıktı. Cengiz Gül'ün, burun, göz ve ağız bölgesinde fonksiyonel kazanım ya da deformasyon olmadığı belirlendi.

YANLIŞ BEYAN ORTAYA ÇIKTI
Hacettepe Üniversitesi'nde 24 Şubat'ta gerçekleşen yüz naklinin perde arkasından ilginç bir gerçeğe ulaştı. Üniversite yönetiminin, Cengiz Gül'ün nakil için gerekli şartları taşımadığı halde bakanlığı yanılttığı ortaya çıktı. Sağlık Bakanlığı, hem Şevket Çavdar'ın ölümüne neden olan nakil hem de Cengiz Gül'e yapılan yüz nakliyle ilgili Hacettepe Üniversitesi'nde soruşturma başlattı. Kompozit Doku Nakli Bilim Kurulu'nda söz konusu yanlış beyan gündeme geldi. Hacettepe Üniversitesi'nin yüz nakli için Sağlık Bakanlığı'na gönderdiği listede yer alan Cengiz Gül'ün, göz, burun ve ağız bölgesinde deformasyon olduğu ve nakille fonksiyonel kazanımın amaçlanacağı bildirildi. Bu nedenle bakanlık Cengiz Gül'e nakil yapılmasına izin verdi ancak gerçek ameliyattan sonra ortaya çıktı.

"BEN OLSAM YAPMAZDIM"
Cengiz Gül'ün, burun, göz ve ağız bölgesinde fonksiyonel kazanım ya da deformasyon olmadığı belirlendi. Operasyon sonrası basın açıklaması yapan Doç. Dr. Serdar Nasır, hastasının göz, burun ve ağzında sorun olmadığını ancak tek kulağının yanık olduğunu bildirdi. Bakanlığın yayınladığı Kompozit Doku Nakli Endikasyon listesinde, yüz nakli için ancak hastanın göz, burun ve ağzında en az birinde fonksiyonel bir kazanımın amaçlanması şart olarak gösteriliyor. Operasyon gerçekleşirken medyaya Cengiz Gül'ün fotoğrafları yansıyınca, nakil ameliyatının gerekli olup olmadığı tartışmaları başladı. Nitekim Akdeniz Üniversitesi'nden Prof. Ömer Özkan "Ben o hastaya nakil yapmazdım. Devletin imkanlarını boşa harcanmış" diyerek, yüz naklini eleştirmişti. Operasyon sonrası medyadaki bilgiler ve Doç. Dr. Serdar Nasır'ın basın toplantısındaki açıklamalarından hastanın göz, burun ve ağız bölgesine herhangi bir düzeltme yapılmadığı da ortaya çıktı.

HASTA PROFİLİ YAPTI
Hacettepe'deki yüz nakli, Kompozit Doku Nakli Bilim Kurulu'nda da gündeme getirildi. Prof. Dr. Ömer Özkan'ın, Bilim Kurulu üyelerinden bazılarına yüz nakli için sırada bekleyen kendi hastasının fotoğrafını göstererek, "Bu ülkede yüz nakline ihtiyaç varsa o da işte bu çocuktur. Tüm yüzü yanık ve kafasının yarısı yok. Donörün verdiği yüz bu çocuk için çok uygundu. O gece biz bu çocuğu yola çıkardık. Ancak Hacettepe'nin bakanlığa verdiği yanlış beyandan dolayı, ihtiyacı olmayan, yasal olarak yüz nakli standartlarının dışında birine nakil yapıldı. Bunun hesabını kim verecek?" diye şikâyet ettiği öğrenildi. Kompozit Doku Nakli Bilim Kurulu'nda, Hacettepe Üniversitesi'nde Şevket Çavdar'ın ölümüyle sonuçlanan çift kol ve çift bacak nakli gergin anların yaşanmasına neden oldu. Doç. Dr. Nasır, Çavdar'ın ameliyatı hastanın istediğini ve tüm olasılıkları kabul ettiğini belirterek, "Çavdar, 'kaybedecek bir şeyim yok' dedi. 30 sayfalık, tüm riskleri anlatan metni imzaladı. Hasta çok istediği için yaptım" savunması yaptı. Etik uzmanların da bulunduğu 17 kişilik Bilim Kurulu'nda Nasır'ın bu açıklamasına ağır eleştiriler geldi. Uzmanlardan birisi, "Hasta istiyor diye ötanazi de mi yapacaksınız? Ötenaziyi de hoş görelim mi? Hastanın her istediği yapılamaz" diye karşı çıktı. Ayrıca hastanın ameliyat şartları içerisinde imzaladığı metnin hukuki ve tıp etiği açısından hiçbir anlamı olmadığı belirtildi.

KALP NAKLİ ÖRNEĞİNE TEPKİ
Hastanın ölümünün ağır bir sonuç olduğunu bildiren bilim kurulu üyelerine Doç. Dr. Serdar Nasır, "Dünyada ilk kez kalp naklini gerçekleştiren Chirstian Barnard'ın da ilk naklinden 6 saat sonra hastası öldü. Kimse Barnard'ı yargılamadı" diyerek kendini savundu. Uzmanlar ise "O kalp nakli olan hasta nakil olmasaydı zaten çok kısa bir süre sonra ölecekti. Ancak kimse kol ve bacak nakli olamadığı için ölmez. Kaldı ki senin hastan 13 yıldır bu şekilde yaşıyor" karşılığını verdi.